Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Erhan Demirhan, retrograd kriko-faingeal disfonksiyon (R-CPD) olarak adlandırılan geğirememe sendromunun birçok klinisyen tarafından yeterince bilinmeyen ve sıklıkla ihmal edilen bir durum olduğunu söyledi. Demirhan, "Geğirememe sendromu ilk kez 1987 yılında tanımlanmıştır. 2019 yılında ise yemek borusunun üst kapağını oluşturan kasa botulinum toksin A enjeksiyonu yapılmasıyla hastaların tedavi edilebileceği gösterilmiştir. Boyun ve göğüs bölgesinde guruldama sesleri, şişkinlik ve göğüs ağrısı ile karakterize olan bu hastalık hakkında hala bilinmeyenler çok fazladır" diyerek geğirememe sendromuna dair merak edilen soruları yanıtladı.
Geğirememe Sendromu nedir?
Yemek borusunun üst kısmında bulunan krikofarengeus kasının gevşeyememesi nedeniyle yemek borusunda sıkışan gazın yol açtığı şikayetlerle karakterize bir durumdur. Hastalarda en temel yakınma, göğüs ve karın bölgesinde gaz sıkışmasına bağlı ortaya çıkan rahatsızlık hissi ve ağrıdır. Buna ek olarak, boyun ve göğüs bölgesinde zaman zaman gurultu sesleri duyulabilir. Hastaların önemli bir kısmında ise hazımsızlık, kabızlık gibi mide-bağırsak sistemiyle ilgili şikâyetler görülmektedir. Tüm bu yakınmalar, kişilerin sosyal ortamlarda rahatsızlık yaşayabilecekleri endişesiyle çekingenlik göstermelerine yol açabilmektedir.
Geğiremeyen herkeste bu hastalık var mıdır?
Geğiremeyen ancak mide-bağırsak hareketleri normal çalıştığı için yemek borusunda gaz birikimi yaşamayan kişiler de bulunmaktadır. Bu nedenle, geğiremeyen herkesin bu hastalığa sahip olduğunu söylemek doğru değildir. Aynı şekilde, normalde geğirebilen ancak bazı besinlerin yoğun tüketilmesiyle geçici olarak geğirememe yaşayan kişilerde de bu hastalık olduğu söylenemez. Bu durum yalnızca geğirememe ile birlikte şikayetleri bulunan hastalarda değerlendirilmektedir.
Hastalık tanısı nasıl konulur ve tedavi edilmezse ne olur?
Hastalık genellikle hastanın şikayetlerinin varlığı ile bu konuda uzman ve güncel literatürü takip eden kulak burun boğaz hastalıkları uzmanları tarafından rahatlıkla konulabilmektedir. Tanı için yemek borusunun üst kısmının da değerlendirildiği endoskopik yutma değerlendirmesi, floroskopik yutma testi ve yemek borusu üst kapağının basıncının değerlendirildiği manometrik testler kullanılmaktadır. Hastalık selim bir hastalık olup tedavi edilmediği durumlarda ciddi bir sıkıntıya yol açmamaktadır. Birçok hasta bu problem nedeniyle polikliniklere başvurmadığından hastalığın gerçek sıklığı da bilinmemektedir.
Hastalığın tedavisi nedir?
Geğirememe şikayeti olan hastalar, şikâyetlerini artıran durum ve gıdalardan kaçınarak çoğu zaman rahatlayabilmekte ve herhangi bir tedaviye ihtiyaç duymamaktadır. Geğirememeye ek olarak mide-bağırsak sistemine ait hazımsızlık, kabızlık gibi yakınmaları bulunan hastalar ise bu sisteme yönelik tedavilerle düzelebilmektedir. Ancak tüm önlemler ve ilaç tedavilerine rağmen şikâyetleri devam eden hastalarda, yemek borusunun üst kapağını oluşturan krikofarengeus kasına botulinum toksin A enjeksiyonu uygulanmaktadır. Hastaların büyük çoğunluğu, tek enjeksiyon sonrasında geğirmeyi öğrenmekte ve bu nedenle ek bir tedaviye gerek kalmamaktadır.
Kaynak: MSN