Çocukluk evresi en hareketli evredir. Sürekli öğrenme peşinde olan birey hoplar zıplar, karıştırır, kırar döker. Durumu bilmeyen ebeveynler bu durumu yaramazlık olarak algılar. İşin gerçeği öğrenmeye dayanmaktadır. Bir tencereyi bir bardağı çocuk rahatlıkla yere patlatır. Burada amaç öğrenmektir. Çocuk tencerenin kırılmadığını, bardağın kırıldığını görmüş, çıkardıkları sesleri işitmiştir. Merak ettiği sonucu sınayarak yaşayarak görmüştür.
Yaşamın hangi evresinde olursanız olun içinizdeki çocuğu hep canlı tutmalısınız. İçinizdeki çocuk canlı ise yetmiş yaşınızda gençsiniz, içinizdeki çocuk ölmüş ise yirmi yaşınızda ihtiyarsınız demektir. Yirmilik bir genç yetmişlik bir dedenin davranışlarını sergiliyorsa o genç içindeki çocuğu öldürmüş, ihtiyarlamıştır. Bu hareket bedensel ve zihinsel olarak sınıflandırılabilir. Yirmilik bir gencin bedensel hareketlerini yetmişlik bir bireyden beklemek etik değildir. Ancak her yaşın ruh ve beden sağlığını diri tutabilecek ruh ve beden etkinlikleri vardır. İşte bu etkinliklerin mutlak yapılması gerekir. Kişi o zaman sağlıklı bir birey olur.
Okul bitti, kitapları yak. Bir daha eline kitap alma, kendini yenileme, çağın gerisinde kal. Sınırlı ve sığ bir bilgi ile işleri yürüt. Meslekte yetersiz, toplumda itibarsız bir kişi olursun.
Bir makam, bir koltuk sahibi oldun: “Bize bedensel iş yakışır mı, emir vermemiz gerekir?” der parmağını kıpırdatmaz isen, göbek şişer ense kalınlaşır, şeklin bozulur. Senden daha yaşlı olanlar dayı, teyze demeye başlarlar.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte insanların hareketlerinde bir yavaşlama gözlemlenir. Bazı kültürlerde sessiz, ağırbaşlı insanlar makbul sayılır. Ağırbaşlılık hareket kabiliyetini yitirmiş kişilere yakışır. İleri yaş bireylerine yakışır. Ağırbaşlılık gereken yerde uygulanmalıdır. Bedensel hareketlilik bireyin biyolojik yapısı ile bağlantılı olarak yaş ilerledikçe azalır. Bu sonlanması demek değildir. Her yaşın kaldırabileceği hareketler vardır. Bunlar; okuma öğrenme, zihinsel sağlık ve gelişim için her yaşta etkin bir şekilde yapılmalıdır. Ancak o zaman genç kalırsınız.
Her yaşta zihinsel ve bedensel hareketlerinize ket vurmazsanız, ileri yaşınızda size “ihtiyar delikanlı” derler. Çorabınızı giymekten aciz bir yapınız varsa bunu sürdürmekte ısrar ediyorsanız o zaman da “doğduğuna bin pişman, ihtiyar doğmuş,” derler.
Celil Boz. (celilboz@yahoo.com)
Eğitimci Sosyolog
13/04/2025