Siyasal İdeolojilerden Muhafazakârlık 1789 Fransız Devrimi’nin dünyadaki yaşam düzenine getirdiği değişimlere tepki olarak doğmuştur. Edmund Burke Muhafazakâr düşüncenin ilk fikir babalarındandır. Onun söylemi aynen şöyledir: “Toplum; geçmiş, bugün ve gelecek kuşaklar arasında bir sözleşmedir.”
Muhafazakâr İdeolojinin tanımı şöyledir: Toplumun köklü değerlerini, dini inançlarını, geleneklerini, kültürel mirasını ve mevcut toplumsal düzeni korumayı amaçlayan bir siyasi ve ideolojik düşünce biçimidir.
Her toplumun muhafazakârlık yaşam biçimleri farklılıklar gösterebilir. Ancak bu ideolojide temel değerlerde bir değişiklik yoktur. Çoğu muhafazakâr düşüncede din, toplumsal birleştirici olarak görülür. Bireylerin ahlakını korumak dini normları ön plana çıkarmak ile mümkün olacağı amacı güdülmektedir. Gelenekler, devlet düzeni, aile, dini eğitim kurumları toplumun istikrarlı bir biçimde yaşaması için vazgeçilmez değerlerdir. Geleneklere bağlılık had safhada olup değişim ve ilerleme yok denecek kadar az ve yavaş olmaktadır. Onun için muhafazakâr toplumlar “gericilikle” damgalanmaktadırlar.
Muhafazakâr ideoloji sağcı, otoriteye ve güce tapan çıkarcı bir düşünceye sahiptirler. Dini anlayışları ticaret kuralları gibidir; ne kadar verirsen karşılığında o kadar alırsın. İbadetlerini de alacaklarına karşılık yaparlar. Yönetimde bulunan güç zayıflayıp otoritesini kaybedince onun çevresinden ayrılır görünmez olurlar. Anında yeni otoritenin yanında yer alırlar. Tabii ki bunu her birey için söylemek de doğru değildir.
Türkiye’de muhafazakârlık Avrupa’daki muhafazakârlıktan farklıdır. Türkiye’de dini değerler ve geleneklere bağlılık çok güçlü bir şekilde savunulmaktadır. Cumhuriyet döneminde modernleşmeyi benimseyen kesimlerle muhafazakâr kesimler arasında sürekli bir çekişme yaşanmaktadır.
Celil Boz. (celilboz@yahoo.com)
Eğitimci Sosyolog
24/10/2025
