Otomobilimi satıyorum da otomobil fiyatlarını incelemek için ilan sayfalarına bir gireyim dedim. Aracım 2013 model Volkswagen Polo 145.000 km’de. Adam ilan vermiş “Emekliden 150.000 km’de aracım; boyasız, değişen yok, bakımları düzgün yapılmış her şey orijinal.” Adres olarak da İstanbul verilmiş.
Şaşırdım, ot gibi adam. Böyle bir adamın arabası alınır mı? Sen 150.000 km yolu nasıl yaptın? Hiç mi canın başkasının arabasına şöyle göğüsten bir dalmak istemedi? Hiç mi yoldan geçen yayaya, bisikletliye veya bir kuryeye dalıp havaya fırlatmak istemedin. Sonra haklı çıkmak için torpille adamını bulup karşı tarafı suçlu olarak yargılatmadın. Yahut da kaçıp yurt dışına gitmedin. Ot gibi adam, arabası alınır mı bunun?
Ya da bunca kilometreyi yapıncaya kadar bir başkası senin karnına gömülmedi. Hadi diyelim bunlar olmadı, trafik ışığında beklerken ışık yandığı anda fırlamadığın için arkadaki araç, senin aracına arkadan “tos” vurup eliyle işaret edip “yürü” demedi. Diyelim bu olmadı. Kırmızı ışıkta yol müsait, karşı taraftan geçen araç yok, yaya yok, sen de bekliyorsun yeşil ışık yansın diye, arkadaki magandanın hışmına uğrayıp ağzını burnunu kırdırmadın. İnsan o arabayı oyuncak diye cebine koyup İstanbul’da gezdirse gelir cebinde hem o oyuncak arabayı hem de seni pestile çevirirlerdi. Sen 150.000 km’yi hasarsız nasıl yaptın, beceriksiz adam?
İnsanın arabası hiç trafiğe çıkmasa kapının önünde yatsa, oturduğun apartmanda parasızlıktan bunalıma girip intihar eden komşu, o arabanın üstüne atlar onu hasarlı duruma getirirdi. Hayatın zevklerini hiç tatmamış zevksiz adam. Bunca tamirhane var. Hepsi de bekliyor “biriler gelsin de üç kuruş para kazanalım” diye. Herkes senin gibi olsa bunca esnaf acından ölmez mi hadi söyle bakalım ölmez mi?
Hiçbir şey yapamadıysan o aracınla bir duvara toslayıp aracını bir tamirhaneye götüreceksin. Bu zanaatkarların iç yüzünü öğreneceksin. Sökülen parçaların bir kısmı fazla gelecek. “Bunlar nedir?” diye sorduğunda adam sana pişkin pişkin; “Onlara gerek yok,” diyecek. Bunu duyup karnının içleri yanmadıktan sonra, bu tamircilerin iç yüzünü anlamadıktan sonra yaşamdan ne anladın ki zevksiz adam?
Hayat yaşamak için bizlere bahşedilmiş. Bebeklikten başlayarak her yaşın nimetlerinden yararlanacaksın. Okuyacaksın. Dayak yiyeceksin. Aç kalacaksın. Gözün kapalı gezeceksin, isyan etmeyeceksin. Uslu ve terbiyeli olacaksın. Çok çalışıp patronuna para kazandıracaksın. Çatalından lokmanı alırlarsa sesini çıkarmayacaksın. Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpeceksin. Sonunda da Cennet-i Ala’ya girip oturacaksın. Başka ne beklentin olacak ki yaşamdan? (!)
Celil Boz (celilboz@yahoo.com)
Eğitimci Sosyolog
03/10/2025
