Yüzyılı aştı.  Yüz bir yıl geçti Sarıkamış Harekâtının üzerinden. Mezar taşları bile yok doksan bin fidanın.  1914’ü 1915’e bağlayan zemheri ayı. (Aralık 15 – Ocak 15) Yılın en soğuk zamanı. İsimleri bile unutuldu bu fidanların.

Ama ismi unutulmayanlar da var. Tarih her zaman en iyileri ve çok kötüleri, zalimleri yazar. Enver ve Hafız Hakkı yakın tarihimizin zalimler ve kötüler sayfasının başköşesinde yerlerini aldılar. Bu isimler yüzyıllarca işgal ettikleri sayfalarda yüzyıllarca unutulmayacaklar. Ütopik idealleri ve hırsları yüzünden bu iki bacanak doksan bin fidanı görerek, bilerek kara ve buza gömdüler.

Başkomutan vekili Enver Paşa saraya yazdığı mektupta eşi Naciye Sultanın ve köpeğinin sağlığını sorarken Turan hayali ile yanıp tutuşan Paşa dondurucu soğukta karlar içinde, zıplayarak, biri birlerine sarılarak ısınmaya çalışırken donan neferin sağlığından bihaber idi. Mangasını şehit verdiği için bir ağacın dibinde ağlayan on yedi yaşındaki Harbiyeli teğmeni asker kaçağı diye kurşuna dizdiren Enver’in hiç vicdanı sızlamamıştı.

Bu savaşa katılan neferlerin de anneleri, babaları, eşleri, çocukları ve yavukluları vardı. Hepsi boş yere beklediler. Onların da yollara bakarak dondu gözleri. Elleri havada kaldı, yüreklerine taş basıp ağıtlar yaktılar.

Toroslardan Zala Hala da çocuklarını cepheye gönderdi ama hiç birisi geri dönmedi. İşte Âşık İmami’nin seslendirdiği Sarıkamış Türküsü Zala Hala’nın ağıtıdır. Elbette bu acıyı yüreğinde taşıyanlar anlar.

Bu binlerce Mehmet’imiz unutuldu mu? Elbette hayır. Sarıkamış Unutmadı, unutturmadı. Sarıkamış’ın her karış toprağında bir şehit yatar. Onun için Sarıkamış açık bir mabettir.

Oğlunu, yavrusunu taaa.. Uzaklardan cepheye gönderen bi ana sılaya dönmeyen oğluna nasıl bir ağıt yakar. Ben bu acıyı hissettim ve yazdım. Siz değerli okurlarımla paylaşıyorum.

BEYAZ ÖLÜM

Söndü çıram dalında yandı gülüm

Mehmedimi aldı bir beyaz ölüm.

Sana nettim neyledim Sarıkamış

Savruldu göklere kalmadı külüm.

Yemen Sarıkamış sana yazılmış

Mezarın gül değil kardan kazılmış

Sana nettim neyledim Sarıkamış

Yavrum kefen değil buza sarılmış.

Olaydım oğul kış olaydım oğul

Gözünden akan yaş olaydım oğul

Sana nettim neyledim Sarıkamış

Kayıp kabrine taş olaydım oğul